FED’in 9-10 Aralık toplantısında politika faizini 25 baz puan indirmesi bekleniyor.
Reuters’ın 100’ü aşkın ekonomistle gerçekleştirdiği son ankete göre güçlü bir çoğunluk, soğuyan iş gücü piyasasını desteklemek için FED’in yeniden faiz indirimi yapacağı görüşünde birleşmiş durumda.
Bu beklenti, vadeli işlem piyasalarında fiyatlanan yaklaşık %85’lik indirime yakın seyreden olasılıkla da örtüşüyor. Ancak analistler arasındaki bu net görüşe rağmen, Fed içinde alınacak kararla ilgili belirgin bir ayrışma bulunuyor.
Ekim toplantısında yapılan 25 baz puanlık indirimin ardından FED Başkanı Jerome Powell, enflasyonun yeniden tırmanabileceğine yönelik uyarıda bulunmuş ve Aralık adımının “kesinleşmiş” olmadığını söylemişti. Mart 2021’den bu yana %2 hedefinin üzerinde kalan enflasyon ve 43 gün süren hükümet kapanmasının ekonomik veri akışını aksatması, Powell’ın temkinli mesajlarını destekleyen unsurlar arasında yer alıyor. Ekim toplantı tutanakları da Federal Açık Piyasa Komitesi’nde (FOMC) keskin bir görüş ayrılığı olduğunu ortaya koymuş; bazı üyeler faizi sabit tutmaktan yana olurken, birkaç üye indirime doğrudan karşı çıkmıştı.
Bu bölünmüş tabloya rağmen, 28 Kasım–4 Aralık tarihli ankete katılan 108 ekonomistin 89’u, yani %82’si, Aralık toplantısında 25 baz puanlık indirimin geleceğini öngörüyor. Jefferies Baş ABD Ekonomisti Thomas Simons, Powell’ın Ekim ayındaki şahin tonunun veri eksikliğinden kaynaklandığını belirterek Aralık için daha net bir veri zemini olduğuna dikkat çekti. Simons, “Gerekli veriler artık mevcut, bu yüzden Powell aynı argümanı tekrar kullanamaz. Yönetim Kurulu’nun birçok üyesi de son haftalarda indirim yönünde güçlü mesajlar verdi” dedi.
New York FED Başkanı John Williams’ın yanı sıra Michelle Bowman, Christopher Waller ve Stephen Miran gibi isimler de indirim çağrısında bulunuyor. Williams, faiz indiriminin enflasyon hedefini tehlikeye atmadan uygulanabileceğini ve zayıflayan iş gücü piyasasına karşı sigorta görevi görebileceğini savundu. Ancak 12 oy sahibi üyeden beşi, daha fazla indirime karşı olduklarını açıkça ifade etti.
Anketin 2026’ya yönelik beklentileri de FOMC içindeki görüş ayrılığını yansıtıyor. Medyan tahminler, gelecek yıl iki ek indirim daha yapılarak federal fonlama oranının %3.00–3.25 aralığına gerileyeceğine işaret etse de çeyrek dönem bazında net bir çoğunluk yok. Ekonomistlere göre bu belirsizlikte yönetimin kapsamlı vergi indirimleri ve harcama paketinin yarattığı mali riskler, gümrük vergilerine ilişkin soru işaretleri ve FED’in bağımsızlığını zorlayabilecek siyasi baskılar etkili oluyor.
Schwab Araştırma Merkezi’nden Kevin Gordon, “Hem mali tarafta büyük vergi-harcama paketinin getirdiği reflasyonist etkiler hem de tarifelerin mal fiyatlarındaki yapışkanlığı artırması, FED’in 2026’da atabileceği adımları kısıtlıyor” dedi. FOMC üyelerinden gelen çelişkili mesajların son haftalarda finansal piyasalarda korunma amaçlı pozisyonlanmayı da hızlandırdığı belirtiliyor.
Ankette dikkat çeken bir başka nokta, tüketici ile piyasa arasındaki enflasyon beklentilerinin keskin biçimde ayrışması oldu. Michigan Üniversitesi tüketici beklentileri enflasyonu %4’e yakın görürken, piyasa bazlı göstergeler olan breakeven oranları ve TIPS getirileri çok daha düşük bir seviyeyi işaret ediyor. Gordon, “Bu kopukluk FED’in göz ardı edemeyeceği bir durum. Enflasyon algısı hâlâ birçok Amerikalı için temel sorun; özellikle de ‘satın alınabilirlik’ başlıca mesele” yorumunu yaptı.
Anket medyanına göre FED’in tercih ettiği enflasyon göstergesi olan Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) endeksi, 2027’ye kadar %2’nin üzerinde seyretmeye devam edecek.
ABD ekonomisinin üçüncü çeyrekte %3,0 büyüdüğü, bu çeyrekte ise %0,8’e yavaşladığı tahmin ediliyor. Ekonomistler, büyümenin hem 2025 hem 2026’da ortalama %2 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyor.
*Yatırım tavsiyesi değildir.