Ethereum Vakfı (EF) araştırmacıları, ağın giderek büyüyen veri yükünün (“state bloat”) Ethereum node’ları için ciddi bir sorun haline geldiği uyarısında bulundu.
Vakıf bünyesindeki Stateless Consensus ekibi, ağda tutulan hesaplar, akıllı sözleşme verileri ve uygulama kodlarının her geçen gün daha fazla depolama alanı gerektirdiğini ve bunun node çalıştırmayı zorlaştırdığını belirtti.
Ethereum’un “state” yapısı; hesap bakiyeleri, sözleşme depolamaları ve uygulamaların çalışmasını sağlayan kodlar dahil olmak üzere ağın mevcut durumuna dair tüm bilgileri kapsıyor. EF’ye göre Ethereum artık milyarlarca dolarlık değerin taşındığı ve binlerce uygulamanın çalıştığı küresel bir altyapı konumunda. Ancak bu büyüklük beraberinde önemli bir problemi de getiriyor: State sürekli büyüyor ve hiçbir zaman küçülmüyor.
Araştırmacılar, state büyüdükçe tam node çalıştırmanın hem daha pahalı hem de daha kırılgan hale geldiğini belirtiyor. EF tarafından paylaşılan blog yazısında, state’in çok büyümesi veya yalnızca sınırlı sayıda güçlü operatör tarafından yönetilebilir hale gelmesi durumunda Ethereum’un merkeziyetsiz yapısının zarar görebileceği ifade edildi.
Katman 2 çözümlerinin yaygınlaşması, EIP-4844 (proto-danksharding) ve gas limit artışları gibi ölçekleme adımları ağ üzerindeki işlem kapasitesini artırdı. Ancak EF araştırmacılarına göre bu gelişmeler, aynı zamanda state büyümesini de hızlandırıyor.
Ekip, yalnızca az sayıda büyük ve teknik olarak gelişmiş operatörün tam state’i saklayıp servis edebilir hale gelmesinin, Ethereum’un sansüre dayanıklılık, tarafsızlık ve ağ güvenliği açısından risk oluşturduğunu belirtti. Bu nedenle araştırmacılar, state büyüklüğünün ne zaman bir ölçekleme engeline dönüştüğünü ve node yazılımlarının aşırı veri yükü altında nasıl davrandığını aktif olarak test ediyor.
Ethereum’un uzun vadeli planları arasında yer alan stateless (state olmadan) doğrulama, doğrulayıcıların tam state’i saklamadan blokları doğrulayabilmesini amaçlıyor. Bu yaklaşım doğrulayıcılar üzerindeki yükü azaltırken, veri saklama sorumluluğunu daha dar bir gruba kaydırıyor.
EF’ye göre stateless bir yapıda state’in büyük kısmı; blok üreticileri, RPC servis sağlayıcıları, MEV arayıcıları ve blok gezginleri gibi uzman operatörler tarafından tutulacak. Araştırmacılar, bu durumun senkronizasyon sorunları, sansür riski ve dış baskılara karşı dayanıklılık açısından yeni zorluklar doğurabileceğini söylüyor.
Stateless Consensus ekibi, state yükünü azaltmak ve node’ları daha sürdürülebilir hale getirmek için üç farklı yaklaşım önerdi:
State’in Zaman Aşımına Uğraması: Uzun süredir kullanılmayan verilerin aktif state’ten çıkarılması ve gerektiğinde kanıtlarla tekrar geri getirilebilmesi hedefleniyor. EF’ye göre mevcut state’in yaklaşık %80’i bir yıldan uzun süredir hiç kullanılmadı.
State Arşivleme: Sık kullanılan “aktif” veriler ile nadiren erişilen “arşiv” verilerinin ayrılması planlanıyor. Böylece node performansının zincir yaşlandıkça düşmesinin önüne geçilmesi ve sistemin zamanla daha stabil kalması amaçlanıyor.
Kısmi Stateless Yapı: Node’ların state’in yalnızca bir kısmını tutabilmesi, cüzdanlar ve hafif istemcilerin ihtiyaç duydukları verileri kendilerinin önbelleğe alması öngörülüyor. Bu yaklaşım, depolama maliyetlerini düşürerek daha fazla kullanıcının node çalıştırabilmesini ve büyük RPC sağlayıcılarına olan bağımlılığın azalmasını hedefliyor.
*Yatırım tavsiyesi değildir.




